31 Temmuz 2012 Salı

Küçük Prens'ten...

- Hoşça kal, dedi çiçeğe.
Çiçek cevap vermedi.
- Hoşça kal!
Çiçek öksürdü, ama soğuk algınlığından değildi bu kez.
Neden sonra:
- Budalalık ettim, dedi, bağışla beni. Mutlu olmağa çalış.
Küçük Prens çiçeğin ona çıkışacağını sanmıştı. Cam şişesi elinde, şaşkın şaşkın bakıyordu. Çiçeğin bu tatlı uysallığına bir türlü akıl erdiremiyordu.
- Evet, seni seviyorum, dedi çiçek. Anlatamadım, suç bende. Önemi yok. Ama sen de benim kapar aptalmışsın. Mutlu olmağa çalış. Bıraksana şu camı elinden.Onu istemiyorum artık.
- Ya rüzgar...
- O kadar da nezle değilim... Gecenin serin havası iyi gelir, Çiçek değil miyim?
- Ya hayvanlar...
- İki üç tırtıl gelmiş, ne çıkar! Onlara katlanmalı ki, kelebeklerle tanışayım. Kelebekler pek güzelmiş. Sen gittikten sonra, bari onlar gelsin beni görmeye. Büyük hayvanlardan da korkmam, dikenlerim var, diyerek dört dikenin gösteriyordu safça.
Sonra da:
- Ne sallanıp duruyorsun öyle. Haydi, kararını verdin. Gideceksen git artık, dedi.
Gözyaşlarını belli etmek istemiyordu. Öyle gururlu bir çiçekti ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder