29 Eylül 2012 Cumartesi

Noluyo' bana

Günlerdir yazmadığımı farkettim... İçimden gelmiyor ilkkez yazmak. Bunalımdayım sanırım... Hayatımboyunca hep yaarak içimi açtım kendime ama şimdi ne olduğunu bilmiyorum. Yazmak bile gelmiyor içimden.
Herşey ters gidiyor nedense...
Ailem, arkaadşlarım, işim, özellikle de işim.... Çok yoruldum bir o kadar da sıkıldım. Son bir kaç aydırayaklarımı sürüyerek gidiyorum işe, mutsuzum sanırım ama işimi sevmemekten dolayı değil. Çalışma ortamından, sürekli ezmeye çalışıyor beni... Laf da anlatamıyorsun. Nereye kadar alttan alabilirim bilmiyorum...
Arkadaşlar desen zaten sevdiğim büyük kısmı benden uzak, yakın olanlardan en sevdiğim de beni ne kadar üzeceğinin sınırlarını zorluyor aylardır.
Sürekli sabrediyorum, bir gün çatlayacağım ama hiçiyi olmayacak bu...
Yorgunum kısacası hiçbir şy keyif vermiyor son zamanlarda uyku bile yanımda değil artık...
Sabır küçümen sabır...

21 Eylül 2012 Cuma

baş ağrısı

Ahh bu baş ağrısı beni öldürecek. Sanki yeterince karın ağrım yokmuş gibi bir de başım başladı. Koparıp atasın geliyor... Hadi kelle benim benim istesem keseer atarım da şu karın ağrısı yapanları ne yapacağız?

19 Eylül 2012 Çarşamba

Bi'şeyler yapmak geçiyor içimden, ne olduğunu kestiremiyorum ama çalışmak olmadığı kesin... Mesela yola düşüp saatlerce yürüyebilirim ya da uzun bir yolculuğa çıkabilirim otobüsle, deniz kenarına gidip saatlerce çay-kahve-bira-sigara içebilirim,asla izlemeyeceğim bir film koyup yastığıma sarılıp uyuyakalabilirim ya da eski bir türk film izleyebilirim, aylardır konuşmadığım bir arkadaşımla görüntülü konuşabilirim osonra ndan sıkılıp her zaman konuştuğum bir arkadaşımı arayabilirim... bu listeyi uzatabilirim... Ama içimden geçenin çalışmak olmadığı kesin...
Bazen canımı sıkan olayların gözlerimi kapatıp açtığımda geçip gitmesini istiyorum, hepsi bitsin ve ben devam edeyim. Ama öyle olmuyor kapatıyorum gözlerimi sımsıkı, açıyorum ki herşey yerli yerinde...
Aslında takmam bu kadar olayları, hep hallederim bi'şekilde ama artık çok yoruldum. Uğraşmak çabalamak zor geliyor. Bazen de armut piş ağzıma düş olsun istiyorum artık...
Yorgunum sanırım ben.

18 Eylül 2012 Salı

Ne kadar çabuk geçiyor insanlar başkasından....
Ben de yapacağım bunu,i bu sefer üzülmeden, bunalmadan atlatacağım...
Hala içimde sorumlarım olsa da orda kalacaklar sen gelmedikçe,
gerekirse hiç düşünmeyeceğim,
ben sana ailem dedin sen dönüp gidiyorsun,
bu da bana kapak olsun

Geçer geçer...


17 Eylül 2012 Pazartesi

pfosdmvfklsnvoieklnmö vxkljpeoewklv neskcfnsjşnhgeıow ndkvnişlkgkeopwjk ndklvjiporgjsnv vndlsvndflnbvfjposjvbsnvb vjknvklrf....

14 Eylül 2012 Cuma


Yildizlara guvenmemeyi aci sekilde ogrendim. Taa o zamanlar dilek tutup
kayan yildizla olsun dilerdim, hep kayardi yalancilar. Bugun yine diledim,
goz kirpti hemen bi tanesi... Ama ben biliyorum artik
gerceklesmeyeceklerini...

12 Eylül 2012 Çarşamba

kaçmak kolay aslında, uzaklaşmak...Kurtulurduk herşeyden kaçmaya imkan olsa...
Neden kaçmıyoruz o zaman? hep kolaya kaçan insan oğluna kalmak mı zor gitmek mi?

11 Eylül 2012 Salı

Ayakkabılarını Kapımın Önünde Görmeyi İstiyorum…

“ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum!
çünkü bu,
seni seviyorumun içine nal salmak demektir
ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.
oysa seni sevmem toplumu meşru kılar
ve gitmen beni dile indirger sevgilim”
                                                         Ah Muhsin Ünlü

10 Eylül 2012 Pazartesi

Belirsizlik

Şu hayatta beni en çok bunaltan şey belirsizlik, ve ben şu anda tam da ortasındayım. Herşeyi öyle bir havada tuttum ki bu güne kadar şu anda toplama şansım yok, hesap sorma şansım yok, yargılama şansım yok...
Ama görünüyor ki üzülüyorum, bunalıyorum, az destek olsa nolur... Beni biraz bana bıraksa da ne olduğunu anlasam. Aslında tek suç onda değil bende de var, Uzak duramıyorum, O kadar değerli ki benim için... Bazen neden bu kadar değerli olduğunu da anlamıyorum, hele ki bana değer vermediğini düşünürken. Haksızlık mı yapıyorum? Yoksa birşeyleri mı zorluyorum...
Yoruldum...

7 Eylül 2012 Cuma

Hastayım, hayatımda geçirdiğim en zor gecelerden birini yaşadım dün gece...O kadar uzak davranıyo ki aramak için ilk aklıma gelen kişi, onu bırak başkasını bile arayamadım bu yüzden... Kalkıp kendi kendime bakmaya çalıştım, ayakta zor duruyorum şimdi.
Daha çok desteğe ihtiyaç varken bu vurdumdymazlık ne yaa...

6 Eylül 2012 Perşembe

Niye ki şimdi bu tavır? Bile bile üzmek niye? Nereye varacak?
Ben yelkenleri iki dakikada suya indirirken, o vurdumduymazlık o umursamızlık nedir ya?
Şimdi sinirden köpürüyorum ve biliyorum yan yana gelince yine hiçbirşey yok gibi hissedeceğim ama böyle olmaması gerek, madem bu kadar değersizim gözünde böyle olmaması gerek....
Hangi insan arkadaşını göz göre göre üzer yaa?

4 Eylül 2012 Salı

Beynim kaynıyor bir sürüşeyi düşünmekten Karıncalar yürüyor gibi böyle.... Tek istediğim gönlümü yormamak. Ama onlar ağız birliği etmişcesine bunu elimden almaya çalışıyorlar, her birisi farklı şeklide... Birisi işten vuruyor, diğeri arkadaşlıktan, ötekisi bir başka taraftan...
Dün bi' arkadaşım " sen daha olmamışsın çok yolun var" dedi. olmak dediği şeyin başıma gelmemesini istiyorum, her ne kadar bunu bazen dilesem de insanları umursamamayı istesemde kimi zaman; bunu yaparsam ben ben olmaktan çıkacakmışım gibi geliyor. Bir şeyleri kaybedecekmişim gibi. Bunu ona da söyledim; " o zaman hep sen üzüleceksin" dedi.


Allah'ın artık biriyle adam akıllı konuşmak istiyorum, burda olmayı çok da istemiyorum sanırım

3 Eylül 2012 Pazartesi

Tüm güzel yazıları sildim. Dönüp baktığımda zaten herzaman güzellikleri görmeyeyim ki kötülüklere yer kalsın... Ben de artık vazgeçmeyi bileyim değil mi?

Artık Herşey Faklı (Olmalı)...

Kısa bir tatil, eski bir dost, içinden çıkılamayacan sorular... İyi geldi aslında, sürekli konuştuk, o anlattı ben dinledim, ben anlattım o dinledi, sonra ikimiz de konuştuk 5 yaşında iki çocuğun karşılıklı monoloğu gibi, o sıra bizi kim dinledi hiçbir fikrim yok. Ama anlattın,herşeyi... olanı biteni, olmayanı, olamayanı, aklımdakini hepsini. O inanmadı bana!!! "Bu kadar mı yanlış birşey yaptım ben, bu kadar mı benden beklenmeyecek şeylerin içine düştüm" dedim, "Hayır, yine yanlış kişiye denk gelmişsin" dedi.
Hala böyle düşünmüyorum, yanlış kimde nerde diye sormakan vazgeçtim; çünkü benim yanlışım onun doğrusu... Artık biliyorum ki yanlış olan tekşey benim bu kadar açık ve verici olmam.
Bitti. Benim de değişme zamanım geldi.
Bazen al karşına kouş diyorum kendime;"seni herşeye rağmen;kendimi değersiz hissettirmene, açıkmış gibi yaparken hiçbir şey alattmamana, beni kırdığını farketmene rağmen devam etmene rağmen çok seviyorum. Benim için hala çoık ama çok değerlisin çünkü sen benim hem herşeyim hem hiçbirseyimsin ama artık birşeyler değişmek zorunda yoksa ben kendime saygı dutyamayacağım, sana saygı duyamayacağım." demek istiyorum. Sonrasında "ya kaybedersem"e gidiryor işin ucu...
Kendimce bir yol belirledim, adım adım çekeceğim kendimi onu üzmeden... Çok zor benim için aslında çok alışmışım ama yapmak zorundayım yoksa herşey daha kötü olacak...
Tatilde herşeyi çözüm geleceğimi düşünüyordum, meğerse keramet tatil de değil kafada olmalıymış...