25 Nisan 2014 Cuma

Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni

Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,hapisteve yaşım kırkı geçmiş iken...
Ne güzel şey hatırlamak seni:bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elinve saçlarındavakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...İçimde ikinci bir insan gibidirseni sevmek saadeti...Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının,güneşli bir rahatlıkve etin daveti:kıpkızıl çizgilerle bölünmüşsıcak koyu bir karanlık...
Ne güzel şey hatırlamak seni,yazamak sana dair,hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,kendisi değiledasındaki dünya...
Ne güzel şey hatırlamak seni.Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine:bir çekmecebir yüzük,ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.Ve hemenfırlayarak yerimdenpenceremde demirlere yapışarakhürriyetin sütbeyaz maviliğinesana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...
Ne güzel şey hatırlamak seni:ölüm ve zafer haberleri içinde,hapisteve yaşım kırkı geçmiş iken...

Nazım Hikmet RAN

18 Nisan 2014 Cuma

anlamıyorum ki ben bu olanları...

Erkek dediğin ağır olur... Tamam "abi" havalarında olsun demiyorum ama kendince de bi' ağırlığı olmalı. Yanında huzurlu, yanında değilken korunur hissetmelisin! bu sadece sevgili, erkek arkadaş, abi, baba olmaları durumunda değil, "yanındayım" diyen her erkek için de geçerlidir benim yanımda...
Adam gidiyor beni azcık tanıyan kadına benimle ilgili, alında kendi çıkarımları olup da kendini inandırdığı özel konuları anlatıyor sonra da bana gelip "kardeşimsin, canımsın ciğerimsin" nidaları atıyor.
İğreniyorum böyle erkeklerden, nefret ediyorum hatta, siz bırakın erkek olmayı, var olmayı bile hak etmiyorsunuz... Velhasılı kelam; " Erkek dediğin erkek olacak".

Çıkabilirsiniz, kapıyı açık bırakın lütfen hava temizlensin

....